3 Mart 2016 Perşembe

DOĞA VE GELECEK

Yağmur ile anlaştım bu gece,
O, mazide kirlenen hayallerimin üzerine yağacak;
Ben ise bir kış köşesindeki şöminenin ateşini gülüşlerim ile yakacaktım.
Ve tüm yeryüzü ile anlaşıp kışı, bahara çevirecektik.
Evsiz barksız, çarığına su kaçan yetim çocukların
Ayaklarına çorap, ellerine de eldivenler dokuyacaktık.
Karıncalar kolları sıvayıp bitki liflerinden örgü örecek,
Balıklar yumurta kabuklarından ayakkabı derisi yapacaktı.
Dağlar; kayalara, taşlara emir buyurmuş,
Kuzeyden esecek olan rüzgarların esmesine müsaade etmeyecekti.
Yavru serçeler, piri serçelerin tüylerinden bu kış babalarını yitiren
Ceylan bakışlı çocuklara hırka, kazak örecekti.
Seviyordum doğadaki yardımlaşma usulünü
Ağır giyimli bey ve hanımlarımıza bu kış,
Kuş tüyü yorgan ve yastıkların da kalmayacağına da delice seviniyordum.
Pembemsi dudaklardan damıtılan çocuk gülüşleri ile
Önce yeryüzünü yıkayacak, sonra kahkahalardan eşyalar yerleştirecektik
Artık sarkık gırtlaklı adamlara teslim etmeyecektik neşe saçan yurdumuzu.
Doğadaki tüm varlıklar ile anlaşıp hepsinden birer koruma talep edecektik.
Sonra Allah babaya, zamanın donması için rükuda duracaktık.
Huzur yağacaktı o an üzerimize, etrafımızdaki tüm kötülükler arınacaktı.
Ve biz, çim kokulu kadınların bilek gücü olacaktık.
Sarsılmayacaktık, kenetlenecektik, kimselerin ihtiraslarına boyun eğmeyecektik.
Öylece yaşayacaktık kirli adamların bakışlarının değmediği yerlerde.
Karanlığa inat çocuk gülüşlerinde aydınlatacaktık yerin yedi kat altını!
YAZAN: EMİNE ALTAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder